Yeni yüz yıl ile birlikte dünyanın her bir köşesinde iç karışıklıklar, savaşlar, yeni parsellemeler ve yeni haritalar küresel sermayenin ve küresel güçlerin gövde gösterisi haline geldi…
Lozan antlaşmasında sona yaklaşmasıyla, Ortadoğu ve Türkiye bu karışıklıklardan nasibini alan bölge ve ülke…
Lozan anlaşmasıyla çizilen Ortadoğu ve Türkiye sınırlarını yeniden belirlemek isteyen küresel sermaye ve küresel güçler bu işe Arap baharı ile başladı…
Son iki yıldan bu yana dünya gündemini meşgul eden ABD seçimi ve alınan sonuçlarıyla, dünya gündemi daha farklı senaryolarla tanışmaya hazırlanıyor…
İki kutuplu dünyanın, 1990’lı yıllarda tek kutuplu hale gelmesiyle, dünya dengesini bulabilmek için epeyce uğraşmıştı…
Tek kutuplu dünyanın hükümdarlığına soyunan ABD geçen zaman içerisinde dünya ülkeleri arasındaki yönetim ve siyaseti karmaşaya sürükledi..
Ortadoğu’ya demokrasi getirmek bahanesiyle, Arap baharıyla başlatılan kıvılcım, bugün bölgenin sınırlarını yeniden çizmeyi planlayan ABD ve AB’nin yürüttüğü savaş politikalarıyla yangın yerine çevrildi…
Arap baharı bugün Ortadoğu da iç savaş haline geldi…
ABD ve AB’nin oluşturduğu koalisyon güçlerine katılan Türkiye ile birlikte, Suriye rejim güçleri ve IŞID ile yapılan savaş hızla devam ediyor…
Suriye rejimini destekleyen Rusya’nın da savaşa dahil olmasıyla Ortadoğu savaşı bölgeyi daha büyük kaoslara sürükleyecek gibi görünüyor…
Küresel güçlerin IŞID bahanesiyle Ortadoğu’daki varlıklarını güçlendirmek amacıyla bölgenin haritasını yeniden belirleme savaşı ABD, AB ve Rusya’nın yörüngesinde devam ediyor…
ABD başkanlık seçiminin beklentilerin dışında sonuçlanması, dünya siyasi politik ve ekonomik piyasalarını alt-üst etti…
Türkiye ise içte başkanlık dışarıda ise vize ve üyelik pazarlığıyla AB; yeni yönetim ve FETÖ pazarlığıyla ABD ile restleşmelerle gündeme dahil olmak istiyor…
Seçim sonuçları nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, ABD’nin ekonomik ve sosyal ve güvenlik politikası değişmez…
ABD siyaset politikasındaki değişiklikler de genel politikaları etkilemez…
Dünya küresel güçleri yeni denizlere yelken açarak, yeni rant kapıları açabilmek için etki alanlarını genişletme peşinde…
Türkiye ise içeride ve dışarıda gerginlik oluşturacak başka ülke siyasi politikalarını ülkeye entegre etme sevdasından vazgeçmeli…
Türkiye, dağıtılan ve bozulan sistemin yeniden inşasında iç ve dış politikalardan etkilenmeden, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk insanının ihtiyacı olan sosyal, siyasi ve ekonomik politikaların yer alacağı yönetim sistemlerini oluşturmalı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…