Değerli Karabüklü hemşehrilerim,

Bugün, ulusal bağımsızlığımızın iktisadi bağımsızlıkla taçlandırılmasının önemli bir ayağını oluşturan, yerli ağır sanayimizin ilk ve en büyüğü Karabük Demir Çelik Fabrikalarının temelinin atıldığı gündür. Bugün, aynı zamanda, Cumhuriyet şehri Karabük’ün doğuşu ve Kuruluş Günü’dür. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’da ve Trakya’da işgale uğramış birçok şehrimiz büyük bir azimle kazandıkları zafer gününü “kurtuluş günü” olarak kutlarken, Karabük, 3 Nisan gününü,  “Kuruluş Günü” olarak kutlamaktadır.

Karabük ili yeni kurulmuş bir il olsa da; Batı Karadeniz’de uzun süre gizli kalmış kültürel değerleri ile bambaşka özelliklere sahip bir şehir konumundadır. Adı sürekli olarak ağır sanayi kenti ve DÇ tesisleri ile anılmaya alışılmış kentimizin, yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başlamış kültürel değerlerinin keşfedilmesi bizleri mutlu etmektedir. Bu kültürel zenginliklerin içerisinde özellikle yaşayan tarih Safranbolu, 1970’li yıllardan beri korumacılık adına keşfedilmiş olmanın önceliği ile bugün dünya miras kentleri listesine adını haklı olarak yazdırmayı başarmış bir ilçemizdir.

Karabük, Türkiye Sanayisinin kalbi olmanın dışında ülkenin birçok önemli sanayi kuruluşunun yanı sıra barajların, köprülerin de mimarı olmuştur. Karabük’te ülkenin her köşesinden farklı bir renk ve kültür görebileceğimiz gibi, ülkemizin her köşesinde de Karabük’ün bir eserini görmemiz mümkündür. Bizden sonra gelecek nesillere teslim etmek için emanet aldığımız Karabükümüzü hep birlikte daha ileriye nice 81. yıllara beraber taşıyacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle iktisadi bağımsızlığımızın önemli bir nişanesi olan demir çelik fabrikalarının Karabük’te kurulmasına öncülük eden başta devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği geçen tüm devlet büyüklerini, fabrikamızın bu günlere gelmesinde vesile olan tüm yönetici ve çalışanlarını minnetle ve şükranla anıyor, tüm Karabük halkına saygı ve sevgilerimi sunuyorum.