Uzun zamandır kalemi elime alıp sonucu iktidar tarafından beğenilmediği için yeniden yapılacak olan 2015/2 no’lu seçimle ilgili bir şeyler yazmak istiyordum ancak her seferinde daha birkaç satır yazmışken kâğıdı yırtıp atıyordum. Mesleğimin gereği olarak kendimi yazmak zorunda hissettiğimden artık bu yazıyı çok heyecan hissetmesem de sizlerle paylaşıyorum değerli okurlarım.
Heyecan hissetmiyorum ve aynı hissiyatı çevremdeki oy verecek seçmenlerde de görüyorum. Bu sessizlik hayra alamet değil gibi duruyor, inşallah böyle olmaz, seçim sonucu ülkemiz için hayırlı olur. Neden böyle diye etrafımı sorguluyorum; özellikle artan terör ve şiddet olayları, seçim sonucuna odaklanmış gibi görünen ekonomik durgunluk, üretmeden tüketen bir toplum olmanın getirdiği sıkışıklık ve nihayetinde bu sorunları çözmesini beklediğimiz siyasilerin kısır çekişmeleri halkta ciddi bir umutsuzluğa yol açmış durumda, bunu gözlemliyorum. Birkaç kişiyi bir arada gördüğümüzde laf dönüp dolaşıp seçime geliyor ve hala nereye oy vereceğini bilemeyen birçok kişi ile karşılaşıyorum hatta seçim gününe kadar düşüneceğini söyleyen seçmen sayısı da bir hayli fazla bu seçimde. Hal böyle olunca benim de içimden yazmak gelmiyor elbette, aynı durgunluk, aynı hissizlik bende de hâkim maalesef.
Yinede bir analiz yapmak gerekirse öncelikle şu soruyla başlamak yerinde olur.
7 Haziran’dan bu yana ne değişti de seçmenin tercihi değişsin?
Neler değişti hep birlikte bakalım.
İlk olarak Karabük’te adaylar değişti.
Seçimi kaybetmiş olan iktidar partisi Ak Parti, üç dönem kuralı gereği 7 Haziran’da aday olamayan Sayın Mehmet Ali Şahin ile birçok kesimin 7 Haziran’da haksızlık yapıldığını ve aday olması gerektiğini söylediği Sayın Prof. Dr. Burhanettin Uysal ile 1 Kasım seçimlerine gidiyor. Sayın Mehmet Ali Şahin’in AK Parti kongresinden Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak yerini koruyarak çıkması ülke genelindeki politik arenada elini güçlendirdi ve bu güçle Sayın Şahin Karabük’te güçlü bir aday olarak yerini aldı. Sayın Uysal ise zaten halkta karşılığı olan, Üniversitenin bu günlere gelmesinde büyük katkıları olan ya da en azından halk tarafından böyle kabul edilen ve bunun yanında “Hoca” kimliğinden dolayı 7 Haziran’da olduğu gibi bu seçimlerde de iktidar partisinin elini güçlendiren bir başka isim oldu. AK Parti İl Yönetimi kendilerince bu kadar güçlü görünen adaylarla seçime hazırlanınca doğal olarak çok önceden 2-0 sonucunu ilan ederek rahat bir tempoda çalışmalarını sürdürdüler. Kendilerince bu kadar güçlü adayları bulmuşken AK Parti Karabük için aslında bayram havasında geçecek seçim çalışmaları, Ülkenin içinde bulunduğu ortam, terör olayları gibi canımızı yakan kahpe saldırılar ve yitirilmiş heyecanlardan dolayı durgun bir havada geçti.
Seçim sonuçları üzerine kehanette bulunmaya gerek yok, halk 1 Kasım günü zaten gereğini yapacaktır, kamuoyuna açıklanan anket sonuçları da bilgi vermekten ziyade algı oluşturmak için kullanıldığından sonuçlar üzerine konuşmak pek doğru olmayacaktır.
Zaten benim düşüncemi biliyorsunuz. Kimin gittiğinden ziyade gidenin Karabük’e ne kadar çalıştığıyla ilgileniyoruz.
Gelelim 7 Haziran seçimlerinin galibi genelin muhalefet, yerelin iktidar partisi olan MHP’ye. Onlar ne yaptılar? Enteresan bir şekilde 13 yıl sonra büyük bir başarı göstererek seçtikleri Milletvekilleri ile yollarını ayırdılar. Neden? Ne oldu da henüz iki aylık vekil iken ve henüz hiçbir meclis çalışması yapmamışken başarılı olmuş bir vekili değiştirdiler bilemiyoruz. Bilemiyoruz diyorum çünkü ne partiden ne de Sayın Vekilden resmi bir açıklama işitmedim. Elbette ortalıkta dolaşan lafları, iddiaları biliyor, duyuyorum ancak her iki kesimden de bir açıklama gelmediği sürece kulaktan dolma laflarla burada yorum yapmamız doğru olmaz. Umarız seçimlerden sonra bir değerlendirme yapılır ve biz de gerçekleri öğreniriz.
Milliyetçi Hareket Partisi de Karabük’te adaylarını değiştirerek seçime hazırlanıyor, başka bir deyişle Sayın Rafet Vergili böyle uygun gördüğü için bu adaylarla seçime gidiliyor. Şimdi eminim bu satırları okuyan birçok partili bana kızacaktır ancak durum ortada, Sayın Vergili önce kendisi çıktı efsane oldu sonra da efsaneler oluşturmaya devam ediyor. 7 Haziran’dan önce kim derdi ki Sayın Yalçın aday olacak? Sayın Vergili buldu, çıkardı ve seçtirdi. Sonra ne yaptı, çeşitli sebeplerle kendi efsanesini yerle bir etti, şimdi yeni bir efsane peşinde. Bu seçim için kim derdi Sayın Kar siyaset yapar, aday olur? Sayın Vergili buldu, çıkardı ve seçtirmek için var gücüyle uğraşıyor. Kızmayalım, elbette kişiler kurumların üstünde değildir ancak kendi ve seçtiği adaylar ile her girdiği seçimi kazanan ve efsaneler yaratan bir Rafet Vergili varsa yeni bir efsane peşinde koşan biri için bu yorumu yapmamız da elzem ve kaçınılmaz oluyor.
Elbette Sayın Adem Kar Karabük için önemli bir isim, bu şehirde yaşayan birçok insanda ve özellikle önemli bir oy potansiyeli olan emeklilerin birçoğunda Sayın Kar’ın emeği vardır, tedavisi vardır. Bu anlamda kişisel oy potansiyeli Sayın Yalçın’dan fazla gibi duruyor. İkinci sıra adayı Sayın Osman Aydın bir Bilim İnsanı, bu partiye gönül vermiş bir nefer ve onunda kendi çevresi ve oy potansiyeli var. Bu anlamda baktığımızda MHP Karabük 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran’dan daha sağlam gidiyor gibi görünüyor.
Aslında Karabük’te AK Partiden sonra ikinci parti konumunda olan ancak son seçimlerde bu yerini MHP’ye kaptıran Cumhuriyet Halk Partisi de 1 Kasım seçimlerine yeni adaylarla hazırlanıyor.
7 Haziran seçimlerinde adayları en fazla tartışılan parti kuşkusuz CHP’ydi. Bu seçimde ise partinin emektar ve ağır toplarından Sayın Erdoğan Dinçel adeta olaya el koydu diyebiliriz. Kendisi birinci sıradan aday olurken, ikinci sıraya Karabük’ün çok yakından tanıdığı, öğretmen ve özellikle engelliler için yaptığı çalışmalarla sadece Karabük’te değil ülke genelinde de takdir toplayan Sayın Gülsün Beniç’i aday gösterdiler. Bana göre uzun yıllardır ilk defa CHP Karabük’te doğru insanlarla bir seçime gidiyor. Bu yorumumuz elbette ki adayların kişilikleri ile ilgili değil, siyasi bir tercih olarak söylüyorum.
Bu partilerin dışında seçime hazırlanan ve ideolojileri uğruna fedakârca mücadele ettikleri için benim her zaman isimlerini saygıyla andığım Saadet Partisinin değerli vekil adayları da var, kendilerine bu seçimde de başarılar diliyorum.
Bu seçim çalışmalarında dikkatimi çeken birkaç konuyu da sizlerle paylaşmak istiyorum. AK Parti özellikle Sayın Şahin etrafında bir kalabalık siyaseti izliyor gibi gözlemliyorum. Yani açılış vb. etkinliklerle halkı(!) bir araya toplayıp ya da mahallelerde çeşitli vesilelerle kalabalık oluşturup bu gruplara hitap ederek seçmene ulaşmaya çalışıyorlar. Bunun yanı sıra Sayın Uysal ise çarşı, pazar, cami, dernek gezerek halka inmeye çalışıyor. MHP’de ise Sayın Vergili özellikle Belediye imkanlarıyla yapılmış çalışmaları açılış yaparak kalabalık topluyor ve bu sayede çalışmalarını sergiliyor, Sayın Kar, Sayın Aydın ve il yönetimi ise kapı kapı dolaşıp halka inerek kendilerini anlatmaya çalışıyor. Bu anlamda her iki partinin de sıkı çalıştığını söylemek mümkün. CHP ise kendi yakın geçmişlerine göre en güçlü adaylarla hazırlandıkları bu seçimde çalışmalar anlamında bu iki partinin gerisinde kalmış gibi görünüyor. Bundan çıkardığım sonuç; 1 Kasım seçimleri de Karabük’te yine AK Parti ile MHP arasında geçecek gibi görünüyor.
7 Hazirandan bu yana tekrarladığımız düşüncemizi yine dile getirerek yazıma son vermek istiyorum. Meclise kimin gittiğinden ziyade gidenin bu il için ne kadar çalıştığı önemlidir.
İktidar olacak partinin yatan bir vekilinden, muhalefetin çalışan bir vekili evladır.
Kalın sağlıcakla…
İSMAİL BEY YAZINIZIN ALTINA İMZA ATIYORUZ. AMA BU SEFER ÜLKENİN MHP’YE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA İHTİYACININ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ.SAYGILARIMLA.