Temmuz ayında gerçekleşen Özçelik-İş Sendikası Genel Kurulunda genel başkanlığa aday olan Recep Akyel siyasete mi soyunuyor/soyunduruluyor…
Recep Akyel’in Genel Başkanlığa adaylık süreci özellikle Kardemir çalışanlarını adeta birbirine kırdıracak duruma getirdi. Hatta birçok vaatler verilerek kandırılan kapsam dışı olan bir çalışanın mesai saatleri içinden iddiaya göre de sendikanın aracıyla iş yerinden alıp dışarıda diğer bir işçi arkadaşını darp etmeye kadar varan durumları yaşadık.
2010 yılında yaşanan Sendikal çatışmanın ardından 400 civarında Kardemir çalışanın işlerine son verilmesine de sebep olan kişilerin bugün yine bir işçinin kanını dökecek pozisyona gelmesinde de parmağı olduğu aşikardır.
Adaylık sürecinde ve Genel Kurul’da Genel Başkan Yunus Değirmenci’yi her türlü hırsızlıkla, yolsuzlukla suçlayan bir Recep Akyel,
Genel Kurul’da faaliyet raporları ve mali bilanço oylanmış ve oy birliği ile ibra edilen bir yönetim var.
Orada hırsızlıkla, yolsuzlukla suçladığı Genel Başkanını ibra eden bir Recep Akyel var.
İnsanlar hangi Recep Akyel’e inanacak..!
Yalan yanlış bir mal varlığı açıklayarak insanların gözünde mağdur edebiyatı oynayan Recep Akyel şimdi de İYİ Parti’den aday adayı olmayı düşünüyormuş.
Sakın ola ki; hakkında yapılan haberlerden bilgim yok deyip kendine güldürme…
Genel Başkanlığa adaylık sürecinde kendisine ziyarette bulunduğumuz Recep Akyel’e sorduğum iki sorudan biri Genel Başkanlığı kazanamazsan Seçimlerde İYİ Parti’den aday olacağın konuşuluyor diye olmuştu.
Diğer soru da; Genel Başkanlık yarışını kaybedersen Özçelik-İş Sendikasının Kardemir’deki yapılanmasının karşısına başka bir sendikayı çıkaracak mısın? Tabi ki buna gücü yeter mi onu da zaman gösterecek…
Genel Başkanlık yarışını kaybeden Recep Akyel şimdi de siyasete soyunuyor/soyunduruluyor…
Daha şimdiden İYİ Parti’den aday olmayı düşünen Karabük siyaset ve cemiyet hayatında bilinen birden fazla ismin yanında Recep Akyel ancak aday adayı olur.
****
Nasıl bir toplum olduk anlaşılır gibi değil..!
Temmuz ve Ağustos ayları içinde Bulak Mencilis Mağarası, Yenice Şeker Kanyonu ve son olarak da Konarı köyü Sakaralan Yancı Kanyonuna izinsiz olarak giriş yapan gruplar kanyonlarda mahsur kalıyor.
Sonuç olarak; UMKE, AFAD, ORMAN İŞLETMESİNE AİT EKİPLER ve JANDARMA izinsiz olarak girdikleri kanyonlarda mahsur kalan vatandaşları saatler süren çalışmaların ardından kurtarıyor.
Akabinde yasak olmasına rağmen, izinsiz girmelerine rağmen birçok kurumun saatler süren çalışmalarının faturası olarak kişi başına 581 TL ceza kesiliyor.
Bu rakam doğa ve macera meraklısı vatandaşların yasakları çiğnemesine mani olacak mı?
Bu rakamlar çok komik rakamlar, bu cezaların hiçbir caydırıcılığı olmadığı gibi devletin birçok kurumunu meşguliyetten ve devleti maddi olarak zarara uğratmaktan başka bir işi yaramıyor maalesef.
Bir an önce uygulanan bu ceza sisteminden vazgeçilmeli ve daha ağır para cezaları uygulanmalı ki; insanlar kendi başlarına buyruk işlerin içerisine girip uğraştırmasınlar.
Acaba; Gece yarısı Yenice Şeker Kanyonunda mahsur kalan, Bulak Mencilis Mağarasında mahsur kalan ve saatler süren çalışmanın ardından kurtarılan vatandaşlara da bu cezalar kesildi mi?
Ayrımcılık var mı?