Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, bilirkişilik sistemini eleştirdi. Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) tarafından düzenlenen “Bilirkişiliğin Toplumsal Yansımaları” konulu sempozyum Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Ali Ekinci, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Abdullah Murat, TMMOB Trabzon İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Mustafa Yaylalı ve Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Sayim Adanur’un hazır bulunduğu sempozyuma çok sayıda davetli katıldı.
Sempozyumda yaptığı konuşmada Trabzon’da kamu kurum ve kuruluşlarının şehri daha ileriye taşımak ve daha yaşanılabilir bir kent yapmak için gerçekleştirdiği kamulaştırmalarda yaşanan sorunlara dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, bu konuda sorumluluk sahiplerine eleştirilerini sıraladı.
“BÖYLE DEVAM EDERSE KAMU KURULUŞLARI YATIRIM YAPAMAZ”
Doktor olmanın yanı sıra mühendis olduğunu ve söz konusu alanlarda bilgi sahibi olduğunu hatırlatan Gümrükçüoğlu, “Eğer kamulaştırma ile ilgili şu an itibariyle yaşadıklarımız devam edecek olursa, Trabzon için söylüyorum, artık kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım imkanı tıkanmış ve bitmiş durumda olacaktır” dedi.
“Kamu kurum ve kuruluşları niye hizmet eder? Şehirleri daha güzelleştirmek için, şehirleri daha yaşanılabilir kılmak için” diyen Gümrükçüoğlu, “Dolayısıyla bu hizmetleri sırasında istimlakler yaparlar. Ya rızaen kamulaştırma yapılır ya da kamulaştırma davaları açılır. Ve kamulaştırma yaparken devletin-milletinin parasını harcarlar. O bakımdan aslında kendi malları ve gayri mülklerini değerlendirirken olduğundan daha fazla titiz olma mecburiyetleri vardır. Sayın Sayim Adanur dedi ki ‘öyle bir teraziyi taşımalı ve yaşatmalıdırlar ki hem hukuk önünde hesap vereceklerdir, hem de ebedi hayatta.’ Bu son derece doğru bir tespittir” ifadelerini kullandı.
“BİLİRKİŞİ NASIL ALEYHTE RAPOR VERDİ, ANLAYAMIYORUM”
Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada somut olarak yaşadıklarımızdan bahsedeceğim. Bilirkişiliğin iki yönü var. Kıymetlendirme yönünden bilirkişilikle birde mesleki bilgi ve tecrübenin ortaya koyduğu bilirkişilikler var. Önce ikincisinden bahsedeyim; mesela ben, Erdoğdu Yolu’nu Atapark Kavşağı’ndan aşağıya inip şehrimizde İtfaiye Kavşağı’nda bir düzenlemenin yapılması suretiyle ileride trafik tıkanıklarının yaşanmaması için çalışmamı yaptım, sonra bu konuyu taraflarıyla görüştük. Biz dedik ki daha estetik olsun diye en dal-çık ile orayı kavşağa kavuşturalım. Karayolları’yla 6 ay bu konuyu görüştük. Israrlı taleplerimize teknik olarak ‘evet’ diyemediler. Biz Karayolları’na dedik ki ‘dal-çık yapalım, Hollanda deniz yüzeyinin altında bir toprağa sahip ama orada da dal-çıklar var.’ Dediler ki ‘evet biz burayı çalıştık, Hollanda’da da yer altından su akıntısı varsa dal-çık yapılmıyor. Burada baskın yağışlarda yer altı sularının da tetiklemesiyle birlikte büyük debili yağışlarla karşılaşabilirsiniz kuracağınız boşaltım sistemi buna kafi gelmeyecektir. Biz üst geçit yapacağız.’ Defalarca bunu konuştuk. Sonra iş yapılmaya başlandı ve bitti o iş. Mahkemeye verildi, bilirkişiler geldi, bilirkişiler bunun aleyhinde rapor verdi. Nasıl verdiler bilmiyorum. Aynı üniversiteden ben de mezun olmuştum. Bir örnek daha vereyim; Kanuni Bulvarı yapıyoruz. Bu yol birçok katılımcının görüşü alınarak yapılmış olan bir güzergaha ve uygulama şekline sahip. Ve bu şehrin hayat yolu diyeceğimiz şekilde adeta bir can simidi. Buna rağmen, burada şu an mutlaka temsilcileri olan Şehir Plancıları Odası çıkıyor, bu yolu sekiz yerinden mahkemeye veriyor. Neden? Bütün teknik insanların görüşleri alınmış, uğraşıyoruz mahkemede? Aynı şehir plancıları Çukurçayır katledilirken, 2014 mahalli seçimlerine çeyrek kala belde belediyelerinin Söğütlü, Yıldızlı, Yalıncak ve Kaşüstü’nde imar plan değişikleriyle birlikte katledilirken neredeydiler? O zaman sorumlulukları yok muydu? Neden onları mahkemeye vermediler? ‘Kendi meslektaşları o şehir plan değişikliklerini yapıyor diye mi’ sorusu insanın aklına geliyor.”
“MIZRAK ÇUVALA SIĞMAZ. BUNA DA HERKES EMİN OLSUN”
“Bu şehrin tarihi bir mekanı var” diyen Gümrükçüoğlu, “Zağnos surları ile Tabakhane surları arasında, güneyde İçkale Camii, kuzeyinde deniz olan, 5 bin yıllık bir tarihe sahip olan Ortahisar bölgesi burası. 5 yıl çalışıyoruz. İhalesini yapıyoruz ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarından birisi ihaleyi alıyor. Koruma amaçlı imar planı oluşuyor. Tüm meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak, tarihi saygıyı gerektiren Koruma Amaçlı İmar Planı gerçekleşiyor ve aynı oda gidiyor onu mahkemeye veriyor. Versin. Sadece geciktirir. Adalet tecelli eder. Buna herkes emin olsun. Mızrak çuvala sığmaz. Buna da herkes emin olsun” şeklinde konuştu.
500 MİLYARLIK YERE BİLİRKİŞİ 2 TRİLYON DEĞER BİÇTİ
“Şimdi demek ki bilirkişilik yönünden, ilmi mesuliyeti düşünmek lazım” ifadelerini kullanan Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti:
“2009-2014 dönemi, şehrin batısında, Beşirli tarafında bir yol yapmak istiyoruz. İmar planında küçük bir yol, orada trafiği rahatlatacak olan küçük bir yol. Bakın ben Trabzon Belediyesi’nin toplam tarihinde olmadığı kadar kendi başkanlığımda döneminde kamulaştırma yapmışım. Sayın Cengiz Çolak’a dedim ki bu yolun yapılacağı yer kaç para eder? Bunu iyice bir analiz et, sor soruştur, öğren. Araştırdı dedi ki ‘500-600 milyar eder.’ Dedim ki çağır sahiplerini anlaş, yapalım bu yolu, hatta olmazsa 700-800 milyara kadar çık. Bu yolu yapalım. Gitti, görüştü, geldi dedi ki ‘yer sahibi 1 trilyon 100 milyar istiyor.’ ‘Olmadı’ dedim, ‘bu para milletin parası, bunu veremeyiz.’ ‘Ver’ dedim ‘mahkemeye, kamulaştırma davası aç.’ Açtık, birinci bilirkişi 1 trilyon 800 milyar değer biçti. Dedik ki ‘ey arkadaş zaten bu adam yerini 1 trilyon 100 milyara veriyordu, yerin asil değeri 500-600 milyar. Sen nasıl bu değeri biçiyorsun’ dedik. İkinci bilirkişi istedik. O da 2 trilyon değer biçti. ‘Tamam, yapmayalım bu yolu, almayalım’ dedik. Sonra, aylar sonra mal sahibi geldi, 1 trilyon 400 milyara anlaştık da açtık yolu. İşte size çok enteresan bir misal.”
“AMA BİZ DURUNCA DA KAMU YATIRIMLARI DURUYOR”
“Biz durunca kamu yatırımları duruyor” diyen Gümrükçüoğlu, “Trabzon’da; TOKi, Karayolları, DSİ ve belediye nereyi kamulaştıracaksa, vatandaşın yerini piyasaya çıkıp satmaya teşebbüs ettiği an 100 milyar ediyorsa 120 milyar verelim, yerini değiştirecek diye 125 milyar verelim. 500 milyar ediyorsa bu yer, 600 milyar verelim ama 500 milyar eden yere 2,5 trilyon kıymet biçiliyorsa orada bir durmak lazım. Ama biz durunca da kamu yatırımları duruyor. Trabzon’daki bir cümleyi söyleyeyim size: ‘TOKİ biraz kamulaştırma yapsa da biz de daire satsak’ diyorlar. ‘Çömlekçi’de mutlaka kentsel dönüşüm yapacağım’ dedim TOKİ’yi köşeye sıkıştırdım, başlattım bu işi. ‘22,5 dönümlük ilk etabı yapalım’ dediler. Şimdi oradaki herkes yahu devam etsenize kamulaştırmaya diyor. Neden? Kendisi serbest piyasada yüz milyara satacağı yeri bize 500 milyara satıyor da onun için” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMLERDE YENİ DÖNEM BAŞLIYOR”
Kentsel dönüşümlerde yeni dönemin başladığını kaydeden Gümrükçüoğlu, “Kentsel dönüşümler için bir şey söyleyeyim; mevcut yürütülen kentsel dönüşümlerin dışında, bundan sonra kentsel dönüşümde ancak ve ancak şu şartla adım atmam mümkün. Bir proje yapılacak, diyeceğiz ki; ‘bu projeye göre şu kadar daire, bu kadar dükkan elde ediliyor. Bunların maliyeti şu, sizin hakkınız da şu. Kaç metrekare dairen var sayın vatandaşım? 150 metrekare. Hiç para vermeden bu projeden daire sahibi olmak istiyorsan 100 metre, 80 metrekare daireye sahip olacaksın. Daha büyüğünü istiyorsan ilave parasını vereceksin. Yok, senin yerin aldığın daireden daha fazla para ediyorsa farkını ödeyeceğiz sana. Yani kendisini korutacak, sıfır karla da olsa. Yüzde 70-80’iniz razı mı bu işe. Razı olursa başlayacağız. Razı değillerse başlamayacağız” ifadelerini kullandı.
“BU NASIL BİLİRKİŞİLİK, BU NASIL MÜHENDİSLİK HESABI?”
Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir fiyatın bulunmadığını kaydeden Gümrükçüoğlu, “Yavuz Selim Bulvarı’nda yer aldık. Toplamda 20 trilyonu geçeceğiz neredeyse orada. Böyle bir para yok arkadaş. Parseller var. Metrekaresine bilirkişi 7 bin 500 lira veriyor. Verdik ya, bitişiğine 7 bin 500 lira verilen yere iki ay sonra bilirkişi 9 bin 300 lira değer biçiyor. Bu nasıl bir hesap? Çok ilginç bir şey daha söyleyeyim; onun bitişiğinde bir yere daha var, kamulaştırmak için dava açmışız. İlk bilirkişinin verdiği kıymet ne biliyor musunuz? 12 bin 500 lira metrekaresi. Sadece iki üç ay sonra. Nasıl bir mukayese bu, nasıl bir mühendislik hesabı bu, nasıl bir enflasyon hesabı? Nasıl bir hukuk hesabı? Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir fiyat yok. Başka bir örnek daha vereyim; Maraş Caddesi’nde bir yer var. Küçük ve kıymetli bir yer. Metrekaresine verilen fiyat ne biliyor musunuz? 23 milyar? ‘Durdurun, derhal vazgeçin’ dedim. Merak ediyorum. Bunu hangi kriterle belirlemiş bu kişi” diye konuştu.
“BİZ TEMYİZ EDİYOR AMA ŞEHİR YERİNDE SAYIYOR”
Başkan Gümrükçüoğlu, ’Bilirkişiliğin Toplumsal Yansımaları’ konulu sempozyumdaki konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bu dertlerden sonra benim size arz edeceğim şu; bir kişi avukata gidiyor ve avukat ‘sen bana davanı ver, para istemem, arttırdığımdan yüzde alırım’ diyorsa olmuyor işte. İyileri tenzih ediyorum ama avukatlar o davaları takip ediyorsa olmaz. Bilirkişiler bu tarzda bir fiyatlama ve değerlendirmeye yöneliyorsa olmadı işte. Hakim diyor ki; ‘ne yapayım, bir bilirkişi istedim bu fiyatı verdi, ikincisini istedin, o da bu fiyatı verdi, ben ne yapayım.’ Hatta bazı hakimler bilirkişileri eleştiriye bile tabi tutuyor. Ama bir de bakıyorsunuz ki dört tane bilirkişi istenmiş bir davada. Her bilirkişi de fiyat yukarı çıkarmış. Bir kere 4 bilirkişi zaten hukuka aykırı. Bir de derdimiz ne? Hakimlerimiz hangi bilirkişi raporu en yüksekse onu kabul ediyor hep. Halbuki ikisinin ortasını kabul edebilirler. Biz bunları temyiz ediyor ama şehir yerinde sayıyor.”