Depremzede kadınlar yaşadıkları felaketi anlattı

 Avatarı
Karabük Haber tarafından
08 Mart, 2023 17:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 1
Yorum Sayısı: 0
Ünal Mühendislik

[video width="512" height="288" mp4="https://www.karabukhaber.com.tr/wp-content/uploads/2023/03/0EF8EF91-80AA-4959-A066-D7F19C20C839.mp4"][/video] Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Karabük'ün Safranbolu ilçesinde misafir edilen depremzede kadınlar o gün yaşadıklarını anlattı. Safranbolu Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle depremzede kadınlar gününü kutlama programı düzenlendi. Belediye Sosyal Tesiste düzenlenen program sonrası depremzede kadınlar yaşadıkları korkuyu anlattı. Malatya'da İbni Haldun Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapan Hatice Aksoy Gitmez, depremden sonra bir hafta kadar arabada kaldıklarını söyledi. Bir süre sonra çadır geldiğini ve çadırda da kaldıklarını anlatan Gitmez, "2. sınıf ve 4. sınıfa giden iki çocuğum var. Süreç içerisinde bir süre çadırda kaldık fakat bir süre sonra çocuklar ateşlenmeye başladılar. Sular çamurlu akıyor, hijyen problemi ortaya çıkınca ve çocukların bir süre sonra okula başlamaları gerektiği aklıma geldi. Çünkü yedinci güne kadar hiç bunlar aklımızda yoktu. Sadece kendimizi güvende hissedebileceğimiz bir alanda olmaya ihtiyacımız vardı. Bunu bir süre araba giderdik ama araba da korku vermeye başladı. Bir süre sonra çadır geldi, çadırda kalabalık. Çocukların eğitim hayatına devam edebilmesi, bizim bir nebze de olsa normalleşebilmemiz için bir yere gitmemiz gerekiyordu. Burasıda Safranbolu olmalıydı, çünkü benim memleketim. Eşim de bu fikre sıcak bakınca biz bir haftanın sonunda Safranbolu'ya geldik. Burada arkadaşlarımız, Elif hanım destek oldular, bir ev tuttuk, çocuklar okula başladılar" dedi. Evi iki yıl önce krediyle aldılar "Bir tarafımız buruk tabi üzülüyoruz" diyen Gitmez, "Evim orada kaldı, eşyalarım orada, evimizi ağır hasarlı, halbuki yeniydi, iki yıllık bir binaydı ve kredilerini hala ödüyoruz. Bir çöp bile alamadık" diye konuştu. Daha önce 4 ve 5 büyüklüklerinde depremler yaşadığını ancak bu büyüklükte bir depremle karşılaşmadığını vurgulayan Gitmez, şunları kaydetti: "7.6 diyorlar ama benim hissettim belki de 10 şiddetindeydi ama korkunç bir sallantıydı. Eşimi kaldırdık, o da uyku sersemliğine olayı anlayamadı. Eşim çocukları almaya kalktı ama ayakta duramıyor, duvara çarptı, sonra tekrar kaldı öbür duvara çarptı. Sonra uyandırdık çocukları, ben bir kızım üzerine eşim diğer kızımın üzerine kapaklandı. O şekilde bekledik, durdu biraz, sonra tekrar başladı. İlk olarak doğu-batı yönünde salladı, sonrasında alttan sallantı şekilde jöle kıvamında bizi bir salladı. Bir dakikanın üzerinde sallandık. 10'uncu katta oturuyorduk, binadan inmeye başladık indikçe durumun vahametini daha çok anladık. 1. ve 2. katta duvarlar çatlamıştı." Durmuş: "Kimse memleketini bırakmak istemedi" Hatay'dan babası, kız kardeşi ve eniştesi ile birlikte Safranbolu'ya gelen Merve Durmuş, depremden sonra uzun süre Hatay'da kaldıklarını, artçıları hissettiklerini belirtti. Daha fazla orada kalamadıklarını anlatan Durmuş, "Yoğun ve kötü bir psikolojinin içinden geldik. Önce hiç kimse memleketini bırakmak istemedi. Psikolojik olarak kötü hissettiğimiz için 'bir yerlere gidelim' dedik. Muğla'ya gidecektik, bizi oraya yönlendirdiler, sonra ablamın eşinin ailesi bu tarafta olduğu için bu tarafa geldik. İlk geldiğimizde 'kısa süreli gelelim' dedik ama artçıların, depremlerin sürekli olması babamların bize 'gelmeyin' çağrısından sonra biz burada ev kiraladık. Safranbolu'da ev bulduk, tabi zorlandık bu süreçte. Evimizi bulduk, yaklaşık 4 aile yaşıyoruz içerisinde. 5 aylık kiraladık, Elif hanım da hayır çarşısına yönlendirdi, buradan yardımlar aldık. Bugünde 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle buraya davet ettiler. Gelmekte ilk başta tereddüt ettik ama iyi ki gelmişiz. Kendisiyle de tanıştık, kendisi çok iyi bir insan. Mutluyuz burada olduğumuz için, oradaki arkadaşlarımız, kaybettiğimiz yakınlarımız aklımızda. Ama iyi bir psikolojide olmak çocuklar ve yeğenlerimiz için daha iyi. Oraya gitmek korkutuyor hepimizi. Evimiz ilk başta çok hasar almadı. Ama sürekli sallantılar oldukça evde çatlamalar büyümeye başladı. Bizim evimiz belki iyi durumda ama insan o eve girmeye korkuyor. Bizim evimiz birinci katta, en tehlikeli onlar, biz bu yüzden tedirginiz" ifadelerine yer verdi. Asuman Elmacı da "Orada devam edemezdik. Burada eşimin akrabaları olduğu için onlara sığındık, daha sonra ev tuttuk. Sağ olsun belediye başkanımızda ilgilendi. Herkes güler yüzlü ve kırmadan yardımcı oldular. Deprem anında bayağı bir sallandık durmasını bekledik ama durmadı uzun sürdü. Çocuklarımızın birini ben diğerini eşim kucağına aldı, ayakta duramıyorduk, sürekli sallantı içerisinde durunca indik, tekrar devam etti sallantı, akşamında da tekrar büyük deprem oldu. Eşimin iş yerine yerleştik bir hafta orada kaldık. Orada da olmayınca biz çocuklar için endişe ettik bu taraflara gelmeyi o yüzden düşündük" dedi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Namaz Vakitleri

Karabuk
14
Haziran Cumartesi
1446 HİCRİ Zilhicce 18
Güneş Vakti
Şuanki vakit
Güneş
  İmsak
03:08
  Güneş
05:09
Öğle vaktine kalan süre
 
  Öğle
12:55
  İkindi
16:55
  Akşam
20:30
  Yatsı
22:22

Haber Sıralaması

Karabük

İFTİRA İLE GELEN LİNÇ..!

78 Saniyede Gündem

UZMAN DOKTOR MEHBET BOZBAY DOÇENT OLDU

Manşet

MİLLİ TAKIM KAMPINA DAVET EDİLDİLER

78 Saniyede Gündem

Öğrenciler tarafından yapılan resimler sergilendi

78 Saniyede Gündem

JANDARMA TEŞKİLATI’NIN 186. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

Video Haberler

İFTİRA İLE GELEN LİNÇ..!

UZMAN DOKTOR MEHBET BOZBAY DOÇENT OLDU

MİLLİ TAKIM KAMPINA DAVET EDİLDİLER

Öğrenciler tarafından yapılan resimler sergilendi

JANDARMA TEŞKİLATI’NIN 186. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

İFTİRA İLE GELEN LİNÇ..!

 Avatarı
Karabük Haber tarafından
13 Haziran, 2025 19:12 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 14.06.2025 01:57
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 928
Yorum Sayısı: 0
Ünal Mühendislik

Karabük Üniversitesi, bir süredir ne yazık ki başarılarıyla değil; önyargıyla örülmüş ırkçı söylemlerle, dezenformasyona dayalı haberlerle ve ucuz siyasi hesaplarla gündeme getiriliyor. Mezuniyet töreninde kep fırlatan gençlerin neşesi, bu ülkeye umutla bakan binlerce uluslararası öğrencinin emeği ve hayalleri; sosyal medyada başlatılan linç kültürünün ve ona çanak tutan birtakım medya organlarının hedef tahtasına yerleştiriliyor. Sosyal medyada paylaşıma sokulan bir mezuniyet karesi, Karabük Üniversitesi’nin uluslararası kimliğini öne çıkaran olağanüstü bir tabloyken, yapıştırılan düzmece bir “itiraf metniyle” zehirlendi. Gençlerin ten rengine bakarak onları hastalık taşıyıcısı, suçlu ya da istila unsuru gibi sunan bu kirli yaklaşım, bir nefret suçunun görsel versiyonudur. Yerelde bile Üniversite ve Rektörü ile ilgili hazırlanan haber metinlerinde bile bu kirli yakıştırmalardaki nefreti görmek mümkün. Ve ne yazık ki bu nefret, yalnızca sosyal medya trolleriyle sınırlı kalmadı. CHP Karabük Merkez İlçe Başkanı’nın talihsiz açıklamaları, bu linç dalgasının siyasal zemine taşınmasının çabasıdır. Açıklamada deniyor ki; “Mezuniyet törenlerinde yürüyen gençlerimizin büyük çoğunluğu artık Türk gençleri değil. Türk evlatlarının yerini, nereden, nasıl alındığı belli olmayan öğrenciler almış durumda.” Bu açıklama, Karabük Üniversitesi’ni “Türk gençliğinin yerine konmuş bir yabancı istila” olarak kodlayan, akademinin evrensel yapısını bilerek göz ardı eden, bilgiyle değil korkuyla konuşan bir anlayışın ürünüdür. Üniversiteler milletlerin değil; insanlığın ortak vicdanıdır. Bilim milliyet tanımaz, üniversiteler pasaport kontrolü yapmaz. Karabük Üniversitesi, onlarca ülkeden gelen gençlere kapılarını açmış Türkiye’nin bilim diplomasisinde üstlendiği misyonun onurlu bir temsilcisidir. Gazetecilik Değil, Kurgulu Linç..! haberler.com adlı haber sitesi ise bu linç kampanyasının medya ayağını temsil ediyor. Sözde haber metninde, Karabük Üniversitesi öğrencileri üzerinden açıkça ırkçı imalar yapılmakta, sosyal medyada dolaşan yalanlar süzgeçten geçirilmeden haberleştirilmekte ve üniversitenin itibarı yerle bir edilmeye çalışılmaktadır. Metinde “neden hepsi siyahi?”, “Karabük Üniversitesi Burkina Faso kampüsü mü oldu?” gibi nefret dolu yorumlar filtreden geçmeden sunulmakta, daha önce Karabük İl Sağlık Müdürlüğü tarafından resmî açıklamalarla yalanlanan HIV – HPV yalanı tekrar dolaşıma sokulmaktadır. Bu haberin hedefi haber değil, hasmane kurgu; amacı bilgilendirme değil, tahriktir. Haberin etikle, meslek ahlakıyla, kamusal sorumlulukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kaldı ki bu tür içerikler yalnızca üniversiteye değil, ülkenin dış kamu diplomasisine, eğitim ihracatına ve yerel ekonomisine de doğrudan zarar vermektedir. Çünkü üniversiteler sadece eğitim kurumları değil; aynı zamanda şehirlerin gelişim lokomotifleridir. Eleştirinin Ötesinde: Şehri Yaralayan Sözler Karabük Üniversitesi’ni karalamak, yalnızca bir kurumu değil, Karabük’ün ekonomik ve kültürel geleceğini de hedef almaktır. Onlarca ülkeden gelen binlerce öğrencinin oluşturduğu sosyal doku, bu şehrin ticaretine, kültürel dinamizmine ve uluslararası görünürlüğüne güç katmaktadır. Fakat bazıları, bu gücü tehdit olarak görmeyi tercih ediyor. CHP Merkez İlçe Başkanının açıklamaları da işte bu anlayışın siyasal karşılığıdır. Üniversiteye “nereden geldiği belli olmayan öğrenciler” yakıştırmasıyla yaklaşmak, açıkça ırkçı bir kodlama içerdiği gibi; aynı zamanda şehrin kalkınmasına engel olabilecek ölçüde sorumsuz bir söylemdir. Üniversiteye yönelik her saldırı, doğrudan Karabük’ün prestijine, ekonomisine ve sosyal barışına vurulmuş bir darbedir. Karabük Üniversitesi Rektörü ve akademik kadrosu, bu süreçte sistematik bir yıpratma kampanyasına karşı sükûnetle ve metanetle durmuştur. Fakat bu sessizlik asla bir kabulleniş değildir. Rektörlük makamı, bu üniversitenin uluslararası başarılarını savunmakla kalmamalı; iftiraların karşısında hukuki ve idari mücadeleyi de kararlılıkla yürütmelidir. Çünkü ortada artık yalnızca bir haber değil, bir linç kampanyası; yalnızca bir eleştiri değil, itibar suikasti vardır. Bugün Karabük Üniversitesi üzerinden üretilen bu karalama metinleri, yarın ülkemizin bir başka Üniversitesi için de kullanılacaktır. Bu dili üretenler susmadıkça; bu zehri şırıngalayanlar cezalandırılmadıkça, Türkiye’nin bilimle, kültürle, diplomasiyle yürüttüğü strateji yara almaya devam edecektir. Medya ve Siyaset Aklını Başına Almalı Gazetecilik, halkı kışkırtma sanatı değildir. Algı operasyonları ve yalan yanlış haberlerle karalama kampanyası yapmak değildir. Siyaset, şehrin geleceğini tehdit etme hakkı vermez. Şehri “genelev” benzetmesi yapanlara alkış tutmaz. Ne gazeteciler, “sadece sosyal medya yorumlarını aktardık” bahanesine sığınarak bu linçten sıyrılabilir; Ne de siyasetçiler, “sadece endişelerimizi dile getirdik” diyerek toplumsal barışı zedeleyen söylemlerinin sorumluluğundan kaçabilir. Siyasetçi “bana dokunmayan yılan” yaşasın diyemez. Bu üniversite, emeğin ve üretimin simgesi Karabük’ün en büyük bilimsel kazanımıdır. Onu küçük düşürmek, şehrin geleceğini küçültmektir. Ten rengine, kimliğe, pasaporta göre değil; yeteneğe ve azme göre başarıya ulaşan gençleri linç eden bu anlayışa karşı, Karabük halkının ve üniversitenin birlikte ses yükseltmesi artık bir zaruret değil, bir vicdan borcudur.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Namaz Vakitleri

Karabuk
14
Haziran Cumartesi
1446 HİCRİ Zilhicce 18
Güneş Vakti
Şuanki vakit
Güneş
  İmsak
03:08
  Güneş
05:09
Öğle vaktine kalan süre
 
  Öğle
12:55
  İkindi
16:55
  Akşam
20:30
  Yatsı
22:22

Haber Sıralaması

Karabük

İFTİRA İLE GELEN LİNÇ..!

78 Saniyede Gündem

UZMAN DOKTOR MEHBET BOZBAY DOÇENT OLDU

Manşet

MİLLİ TAKIM KAMPINA DAVET EDİLDİLER

78 Saniyede Gündem

Öğrenciler tarafından yapılan resimler sergilendi

78 Saniyede Gündem

JANDARMA TEŞKİLATI’NIN 186. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ

Video Haberler

İFTİRA İLE GELEN LİNÇ..!

UZMAN DOKTOR MEHBET BOZBAY DOÇENT OLDU

MİLLİ TAKIM KAMPINA DAVET EDİLDİLER

Öğrenciler tarafından yapılan resimler sergilendi

JANDARMA TEŞKİLATI’NIN 186. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ