Kim ne derse desin bunun adı tam anlamıyla SKANDAL!
Evet, az kaldı adımız yalancı oluyordu!
Geçtiğimiz hafta; “Bir Skandal Daha” başlığı altında Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ekim ayı döner sermaye paralarının personele eksik dağıtımı ve bu paraların hastane yönetiminin beceriksizliğinden kaynaklanan Elektirik aboneliğinin 9 aylık gecikmesinin bedeli olarak ENERJİSA’ya ödenmesi ile ilgili haber kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
*
Peki Sağlık Genel Sekreteri İsmail Kara ne dedi;
YALAN!
Kara; “Hastane personelinden elektrik ücretinin ödemesi için herhangi bir kesinti yapılmadığını ve iddiaların eksik ve yanlış olduğunu, şu an için bir açıklama yapmanın bile anlamsız olduğu” şeklinde açıklamalar yapmıştı.
*
Ve AK Parti’nin İl Başkanı Timurçin Saylar işin özünü net olarak açıkladı.
Saylar;
“Elektrik borcunun bir kısmı Bakanlıktan, bir kısmı da hastane bütçesinden ödendi” dedi.
*
Bugün ise geldiğimiz nokta tam bir fiyasko!
Hem öyle böyle değil…
Genel Sekreter Sayın İsmail Kara resmen YALAN söylemiş!
İnsanların gözünün içine baka baka çalışma arkadaşlarını ve kamuoyunu kandırmaya çalışmış.
*
Hani personelin cebinden bir kuruş dahi Elektrik faturası olarak ödenmemişti?
Ama yalancının mumu yatsıya kadar yandı Sayın Kara, senin ve ekibinin tecrübesizliği mi diyelim, bilgisizliği mi diyelim yoksa beceriksizliği mi?
Üç gün önce Hastanede düzenlenen bir toplantıda, Hastane Başhekimi Alaaddin Polat ENERJİSA’ya ödenen elektrik parasının 220 bin lirasının personele ödenmesi gereken döner sermayeden ödendiğini adeta itiraf etmiş.
*
Tabi ki bu para sadece ilk taksit için,
Önümüzdeki ay bir o kadar daha paranın personelin cebinden çıkacağı kesin.
Hani Sayın Kara “Hastanede bu ara işler kesat, ameliyat sayılarında hissedilir derecede düşüş var” diyordu ya, onlar da YALAN!
*
EYLÜL ve EKİM ayları hastane çalışmaya başladığından bu yana en yüksek seviyelerde seyretmiş!
Eylül ayı döner sermaye ücretleri ile Ekim ayı döner sermaye ücretleri arasında kişi başına 500-600 lira bariz fark var. Ama her iki ay için gelirlerde hiçbir düşüş yok.
Hatta abartarak söylersek Ekim ayı döner sermaye dağılımlarında belirlenen ücretlerle, dağıtılan ücretler arasında net 500 bin lira fark var.
*
Peki sağlık çalışanlarına döner sermayelerden eksik ödeme yapılırken sizin de dahil olduğunuz sözleşmeli personele bir kuruş eksik ödeme yapılmamasına ne diyeceksiniz.
Prosedür! değil mi?
Hastane kadrosunda bulunan Prof. Doktorların (ay içerisinde vizite yapsın ya da yapmasın) döner sermaye paylarından bir kuruş kesinti yapabiliyormusunuz?
Hayır!
*
Hastanede mutemed skandalı yaşandı, kendini muhatap kabul etmedin canım ciğerim dediğin Kamil Temel’i dakkada sattın.
Beceriksizliğinizden ve kötü yönetimizinden dolayı Hastaneye Müdür olarak atadığınız Bayram Kayalıca’yı istifanın eşiğine getirdiniz.
*
Haberi yalanladın ve bir yerlere yalanlattın! ama işe yaramadı.
Sendikacıya farklı, siyasete farklı, Mehmet Ali Şahin’e farklı konuştun.
*
Olmadı Sayın Kara olmadı!
*
Buraya kadar tamam da şurası bir gerçek ki siyasetin de bu sendika ve bürokrat hegomenyasına bir son vermesi gerekiyor artık.
Ortada halkla her an yüz yüze ve hesap veren bir siyaset mekanizması var. Bu siyaseti yapanlar; sendikanın bilgi, beceri, liyakat kriterlerine bakmaksızın sırf benim adamım bir yerlere gelecek diye körü körüne fütursuz isteklerine bu denli boyun eğmeye devam ederlerse önümüzdeki seçimlerde sıkıntı yaşayacaklarını söylemek kehanet olmasa gerek.
Ne zaman bir kadroya atama yapılması gerekse bu sendikacılar ortaya çıkar ve adeta il yönetimlerine emir verir tavırda olurlar ancak ne zaman bu liyakatsız ve ehliyetsiz yöneticiler başarısız olurlar, ortada görünmezler ve hesap ödemeyi siyasetçilere bırakırlar.
Buradan en BÜYÜĞÜNDEN en küçüğüne, siyaset yapanlara seslenmek istiyorum; bu sesin de özellikle eğitim ve sağlık üzerinde oynanan bu sendikal oyundan dolayı patlama noktasına gelmiş halkın sesi olduğunu da belirtmek istiyorum.
İktidarı elinde bulunduranların, seçilen ya da atanan her ne ise ama hesap vermek durumunda olan yerel siyasetçileri bu bürokratik ve sendikal oligarşiden kurtaracak adımları bir an önce atmalarının yaklaşan seçimler açısından hayırlı olacağını düşünüyorum.
Örnek mi? İşte yerel seçimler ve sonuçları, bu sonuçlara göre kim yerinde duruyor? Kim gitmiş? Bu sendikal bürokratik oligarşi daha çok canlar yakacak gibi görünüyor ancak bu gidişle yanan canların sendikadan olmayacağı açıkça görülüyor.