Benimle bir sözleşme yapmak ister miydiniz? Özgürlüğünüz adına.
-Kimse bana karışmasın, ben önüme bakayım.
-Önümde ne oluyorsa olsun, ister siyasi sorun vuku bulsun, ister sosyal beni ilgilendirir mi?
-Zaten birkaç kendini bilmez çıkar meydana konuşur, belki hapse girer, belki ölür gider.
Benimle tüm hayatınızı yönlendirmem adına bir sözleşme yaptığınızı düşünün. Belki her şeyi yapabilirim, sizi mutlu edebilirim ya da ediyormuş gibi gösterebilirim. Çünkü sözleşmeniz benim elimde. Özgürlük vaad ettiğimi söyleyebilirim. Fakat sinemalar, şiir, romanlar benim elimde.
İstediğim an size engel olabilirim, seçimleriniz benim elimde.
Eleştiri yapmanızı kısıtlayabilirim. Kelimeler benim elimde.
Kaybettiğin ve bulamadığın kelime benim. BEN ADALETİM. Sen benim adaletimin hangi tarafındasın peki? Sağında mı? Solunda mı?
Peki tam da şuan kendini özgür hissedebiliyor musun?
Her şeye sahiden bir eyvallah diyebiliyor musun?
Kimimiz tatilde, kimimiz evde ücretsiz işçilik yapıyor, kimimiz emekli fakat çalışıyor, kimimiz bir avmde kapana kısılmış halde nefes alamıyor. Hanginiz hayalinizi yaşıyorsunuz? Yaşlı bir amca emekli olduğu halde çalışıyor, çalışmak istemiyor. Peki ona aslında ne yapmak istediğini hiç soran oldu mu? Belki de dünyayı gezmek istiyor. Buna dünyanın adaleti mi engel oluyor? Avmde çalışan o kızcağız, belki de kendisini akvaryuma koyulmuş o Japon balığından daha az özgür hissediyor.
Peki sen görebiliyor musun dünyanın herhangi bir yerinde, hayallerini gerçekleştirdiğin bir kasaba, köy, metropol?
Saatler, kısıtlamalar, kurallar içinde sıkışmış bir insanoğlu, her şeyden kaçıyor özgürlüğünden bile! kendi adaletini aramıyor. Aslında unutmamış fakat hatırlamakta istemiyor.