Konu malum, hepiniz bilirsiniz…
Yeni seçilen MHP Karabük Milletvekili Sayın Durmuş Yalçın ile bir gazeteci arkadaşımız arasında beyanatına dayalı yapılan bir haber üzerinden başlayan tartışma söz konusu.
Daha fazla detaylandırmadan fikrimizi beyan ederek geçeyim;
Gazeteci, gördüğünü yazmış, ajans olarak hizmet verdiğinden haber sistemine giriş yapmış ve aboneleri bu haberi alıp işlemişler.
Yazılanlar Sayın Vekilin söylediği sözler, yorum haber yapan gazeteciye ait, bu durumda muhatap ajansa haberi geçen muhabir değil, o manşeti atan gazetedir.
Olay bu kadar basit, bu konuda meslektaşım yüzde yüz haklıdır.
Biz gelelim asıl meseleye…
27 Nisan 2015 tarihli “Adalet, adalet, adalet” başlıklı yazımızda ne demiştik; “Nihayetinde kimin meclise gittiğinden ziyade gidenin ne yaptığı, ne yapacağı bizim için daha önemlidir”
Biz o gün adayları gördüğümüzde tahminlerimizin ötesinde temennimizi dile getirmiştik. Bugün de görüyoruz ki temennimizde çok haklıymışız. MHP Milletvekili Sayın Durmuş Yalçın ilk icraatlarını ortaya koymaya başladı,
HESAPLAŞMA(!)
Sayın Vekil önce benimle hesaplaşacaktı ama sonra nedense vazgeçti ve hesabı öbür Dünya’ya bıraktı.
Kamuoyunu bilgilendirme görevimiz gereği yaptığımız haberler kendisini rahatsız etmiş olmalı ki bizimle bir hesap içine girmek istemiş, ancak ne hikmetse bu hesabı bu Dünya’da görmek yerine, öbür Dünya’ya bırakmış.
Allah’a şükür bizim bu anlamda her iki Dünya’da da verilemeyecek hesabımız yok, Sayın Vekil ile istediği yerde hesaplaşabiliriz, zaten bunu kendisine de söyledik.
Sayın Vekil sonra ne yapmış?
Yıllardır gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında başarıyla görevini sürdüren, ülkemizin önemli haber ajanslarından biri olan İHA’da yıllarca başarılı çalışmalar yapan, kar, kış, soğuk, sıcak, hastalık demeden halkın haber alma özgürlüğü için fedakârca çalışan Yasin kardeşimizi hedef almış.
Onunla hesaplaşma işini ne hikmetse öbür Dünya’ya bırakmamış, bu Dünya’da halletmek istemiş, işi avukatlarına ihale etmiş. Demek yoğunluk olmasın diye işlerin bir kısmını bu Dünya’da, bir kısmını da öbür Dünya’da halletmek istiyor Sayın Vekil.Ne de olsa kendisi işadamı, iş planı yapmayı iyi bilir.
Sayın Vekil!!!
Bu zamana kadar onlarca milletvekili geçti gazetecilik mesleğimizin içinden.
Sayın Milletvekili Durmuş Yalçın’a bizim de acizane söyleyecek bir çift lafımız var…
Yaptığımız haberler ile ilgili alınan, kısa süreli darılan çok sayıda siyaset ve cemiyet adamı olmuştur. Biz nasıl kimseyle mesleğimizi kişiselleştirmediysek, onlarda kendi haklarında yapılan eleştirileri şahsileştirmemişlerdir.
Karabük milletvekili olarak siz bir icraat ortaya koyun da, biz de sizi haberlerimize o zaman takdirle taşıyalım. Daha bir icraat ortaya koymadan, kavgaya başlamak ne bir başarıdır, ne de bir meziyet.
Karabük basını olarak biz kavgadan yana değiliz ama sizin o tatlı canınız kavga etmek istiyorsa da bizim için bir sakıncası yok.
Sayın Yalçın, TBMM’nin 550 üyesinden biri olarak daha bir ayınızı doldurmadan, kamuoyuna kavgalarınızla yansımanız ne size bir fayda getirir, ne Karabük’e, ne de bize…
Dün bizi arayarak, ‘ahirette hesaplaşacağız’, bu gün başka gazeteciyi arayarak ‘bundan sonra avukatlarımla muhatap olacaksın’ şeklinde çıkış yapan Sayın Vekil, yarın hangi meslektaşımıza tepkinizi nasıl koyacaksınız..?
Sizi o makama taşıyan Sayın Rafet Vergili’den bu konular ile ilgili biraz ders alsanız iyi olur. Tabii ki isterseniz.
Sonuçta biz işimizi yapıyoruz ve bu işimizi yaparken de bir kamu görevi yaptığımızın bilincini de hep göz önünde bulunduruyoruz.
Siz de bir kamu görevi yapıyorsunuz ve o bilince artık sahip olun.
Lütfen kusura bakmayın işinizi öğretmek gibi olmasın ama onunla bununla hesaplaşmak yerine, herkesin işine bakması gerek.
Olur mu Sayın Vekil..?
Hadi herkes işine baksın…
Paralel Devlet Yapılanmasında Görünmeyen Ortaklar
Nesim Yalvarıcı
Hükumetin hırsızlığı, cemaatin hainliği üzerine oluşturulan gündem, ne acıdır ki, bütün zamanımızı heba etmektedir.
Hükumet; devlet içinde paralel yapılanmayı gündeme getirerek, cemaate saldırıyor, cemaat ise devleti idare edenlerin yaptığı hırsızlığın sorgulanmasını istiyor…
“paralel yapılanma” kavramını, ilk olarak, Tayyip Erdoğan gündeme getirdi.
Bir anda bu yapı oluşmadığına göre, bu zamana kadar neden müsamahakâr davranıldı?
Sonradan celallenmeler anlamsız…
Hırsızlık yapıldığı biliniyor, teknik takibe alınıyor, müdahale edilmiyor, nasıra basıldığında gündeme geliyor… Bu husus ta çok anlamlı…
“Paralel yapılanma” kimi rahatsız etti onu düşünmek lazım.
Çünkü sindirilmiş milletin çokta umurunda değil di…
Zira başka “paralel yapılanmalar” da var…
Gizli, alternatif yapılanmalar rahatsız…
Cemaatin birine yol verilmiş, almış başını gitmişse, diğeri, ikincil durumu kabul etmeyecektir.
O halde, onu derdest etmek ve yerine kendini ikame etmesi en uygun yol olacaktır.
Şu anda olan ve oluşan hadise budur.
Yani, “gülen cemaati” devlet bürokrasisini kontrol edecek seviyeye gelince, “Hak yol cemaati” ve “Ensar vakfı cemaati” rahatsız oldular.
Özellikle hak yol cemaati, sendika yoluyla kamuya “mobing”(baskı) uygulamaları, yeni bir sendika oluşumunu sağladı.
Önce birlikte karşı sendikaların üyelerini (Kamu-sen, Türk Kamu-sen)tehdit baskı ve yıldırma ile etkisizleştirdiler, sonra da hakimiyet kavgasını başlattılar.
Özellikle hak yol ve Ensar vakfı, bu toz-duman arasında, devlet teşkilatı içinde hâkim durumda ve gerçek “paralel yapılanmayı” onlar gerçekleştirmektedirler.
Üstelik kendilerinden olmayanlara, şantaj yapmak suretiyle…
Etkili olamadıkları yerler ise, gülen cemaatinin adliye ve emniyet teşkilatıdır. Şimdi elbirliği ile buralarda yapılanmaya çalışmaktadırlar…
Yakında onlarında kokusu çıkacaktır… Bekleyip göreceğiz…
Nesim YALVARICI
Yazı Tarihi : 12 Ocak 2014 Pazar
Bu yazı 1430 kere okudu