“Doktor bey, tahlillerime bakılırken magnezyuma da baktırabilir misiniz?” sorusunu son zamanlarda çok sık duymaya başlayınca bu konuda bir yazı yazmaya karar verdim. Yüzde 50-60 kadarı kemiklerde, sadece yüzde 1 kadarı kanda, geri kalanı ise hücrelerin içinde bulunmak üzere vücudumuzda toplam 25 gram kadar bulunan magnezyumun neden önemli bir mineral olduğunu anlatmaya çalışacağım. Kemiğin yapısına katkıda bulunmaktan protein sentezine, hücrelerin içinde enerji üretiminden genetik şifrelerimizi taşıyan DNA’nın sentezine kadar pek çok konuda görev alan magnezyum ayrıca kasların kasılması, sinir hücrelerindeki veri iletimi ve hatta kalbin normal düzende çalışması için bile gereklidir. Magnezyum eksikliği genel sağlık durumu iyi olan kişilerde pek sık görülmez. Çünkü gıdalarla yeterince alınamadığında bile böbrekler idrarla atılan magnezyum miktarını azaltarak kandaki seviyeyi korumayı başarırlar. Mide koruyucu adıyla yerli yersiz kullanılan ve tıpta PPI olarak adlandırılan ilaçlar magnezyum emilimini azaltabilir. FDA isimli Amerikan ilaç ruhsat kurumu bu tür ilaçları kullananların düzenli olarak magnezyum düzeyine bakılmasını önermiştir. Uzun süreden beri idrar söktürücü ilaç kullanmakta olan hastalarda idrarla magnezyum kaybedildiği için kanda magnezyum seviyesi azalabilir. Bazı antibiyotikler magnezyumun emilimini azaltabilirler. Levofloxacin ve Ciprofloxacin içeren antibiyotikler başlıca örneklerdir. Bazı risk gruplarında magnezyum eksikliği daha sık görülür: 1. Çöliyak hastalığı veya Crohn’s hastalığı olanlarda ve ince bağırsak ameliyatı geçirenlerde kronik ishal nedeniyle magnezyumun emilmesi azalabilir. 2. Şeker düzeyi yüksek seyreden şeker hastalarında artan idrar miktarı ile magnezyum kaybı da artabilir. 3. Kronik alkoliklerde hem beslenme yetersizliği, hem pankreatite bağlı emilim sorunları, hem de idrar yoluyla kayıp fazlalığı magnezyum eksikliğine neden olabilir. 4.Yaşlılarda da beslenme ve emilim yetersizliğinin yanı sıra böbrek fonksiyonlarındaki azalmaya bağlı olarak magnezyum eksikliği görülebilir. Magnezyum eksikliği ile dört önemli hastalık grubu arasındaki bağlantıyı gösteren çok sayıda çalışma vardır. 1. Büyük kapsamlı bir çalışmada normal sınırların içinde kalmak şartıyla en yüksek düzeydeki magnezyuma sahip olanlarda, en düşük düzeyde magnezyuma sahip olanlara göre kalp nedenli ani ölümler yüzde 38 daha düşük bulunmuş. Ayrıca diyete magnezyum ilave edilmesiyle tansiyonda küçük bir düşme olduğunu ve felç riskinin azaldığını gösteren çok sayıda çalışma da vardır. 2. Diyetlerinde yeterince magnezyum olanlarda şeker hastalığına yakalanma riskinin daha az olduğunu gösteren çalışmalar vardır. 3. Osteoporoz (Kemik zayıflaması) olan kişilerde magnezyum düzeyi, kemikleri normal olan kişilere göre daha düşük bulunmuştur. 4. Migrenli kişilerde serum magnezyum düzeyinin düşük olduğu ve bu eksikliğin giderilmesinin krizleri önleme ihtimali olabileceği belirlenmiştir. Magnezyum eksikliğinin erken dönem belirtileri iştah kaybı, bulantı, kusma, yorgunluk ve zayıflamadır. Daha ileri dönemlerde uyuşma, karıncalanma, kas krampları, nöbetler, kalp ritminde bozulma görülebilir. Yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, siyah fasulye, ceviz, fındık, fıstık, badem, tam buğday, diğer tahıllar, patates, yoğurt, incir, muz, hurma başlıca magnezyum kaynaklarıdır. Özet olarak belirtmek isterim ki magnezyum sağlığımız için çok önemli bir mineral olup doğal yollardan ihtiyacımızın karşılanması önceliklidir. Bazı risk gruplarının yanı sıra, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, osteoporoz, migren hastalığı gibi durumlarda ilaç olarak kullanılıp kullanamayacağınızı doktorunuza danışmanızda yarar vardır. Sağlıklı günler diliyorum sizlere.