Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gültekin Çetiner, Türkiye’de bankaların havadan para kazandığını belirterek “Parayı devlet üretmiyor, bankalar bilgisayar tuşlarına basarak havadan var ediyorlar. Vatandaş ise bankalara kendilerinin yatırdığı parayı bankaların başkalarına borç verdiğini zannediyor” dedi.
Trabzon Düşünce Akademisi’nde (TODA) gerçekleştirilen toplantıda konuşan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gültekin Çetiner, paranın üretim biçimi, bankaların para kazanma şekilleri ve tüketim çılgınlığı ile ilgili bir seminer verdi. Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) ve Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) kavramları üzerinde duran Çetiner, ‘’BDPS’den bahsederken tartışılabilecek bir tezden, bir teoriden değil, nesnel gerçeklerden bahsediyoruz. Bu sistemde parayı devlet üretmiyor, bankalar bilgisayar tuşlarına basarak havadan var ediyorlar. Vatandaş ise bankalara kendilerinin yatırdığı parayı bankaların başkalarına borç verdiğini zannediyor. Bu büyük bir yanılgıdır. Bu konuyla ilgili İnsanlara sistemi anlattığımızda rakamları gösterdiğimizde insanlar da durumun farkına varıyorlar: Mesela 70 milyar TL fiziksel paranın olduğu ekonomimizde bankaların 1 trilyon TL borç verdiğini görüyoruz. Peki nasıl veriyorlar bunu? Devlet borç alıyor, vatandaş borç alıyor, yatırımcı borç alıyor, herkes borç alıyor… Parayı devletler üretmiyor, bankalar bilgisayar tuşlarına basarak havadan üretiyorlar” diye konuştu.
SANAL OLARAK ÜRETTTİKLERİ PARAYI BORÇ OLARAK VERİYORLAR
“Bankaların sanal para üretmesine ise Kısmî Rezerv Sistemi (KRS) diyoruz” diyen Çetiner “Devletin ürettiği sadece madeni paralar… Bu paralar kendi üretim maliyetlerini bile karşılayamayan cebimizdeki çerez parasıdır, onun dışındaki fiziksel paralar, bir şirket olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Anonim Şirketi tarafından basılıyor ve bu kağıt paralara devlet ancak bankalara borçlanarak ulaşabiliyor. Ancak bu noktaya baktığımız zaman 70 milyar lira nakit para varken, 10 bin şubesiyle bankaların kasalarında Merkez Bankası verilerine göre sadece 9.5 milyar TL varken bir borçlanma ihalesi açıldığında bir günde devlet birkaç bankaya 15 milyar TL borçlanabiliyor. Bu nasıl olabilir? Elbette sanal olarak ürettikleri parayı borç olarak veriyorlar. Neticede piyasadaki paranın yüzde 90’ından fazlasını bankalar üretiyorlar. Ekonomide paranın bu şekilde borç olarak üretilmesi ve piyasaya dağıtılmasına Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) diyoruz. Ekonomilerde sanıldığının aksine parayı devletler üretmez. Bankalar borç olarak üretir. Bankalar kendilerine yatırılan parayı borç olarak vermezler. Borç verdikleri parayı havadan yaratırlar. Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) bu amaçla bankaların kullandığı para oluşturma yöntemidir” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DEKİ SANAL PARA 1 TRİLYONDAN FAZLA
Günümüzde Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) ile ekonomilerde üretilen tüm para borca dayalı olarak üretildiğine dikkat çeken Çetiner “Bunun yüzde 8-10’u devletleri, devlet tahvili/sukuk/bono gibi araçlarla borçlandırarak üretilmekte. Bu yüzde 8-10 kısımda devleti borçlandırırken, bankalar KRS’yle havadan ürettiği paralarla devleti borçlandırırlar. Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) bugünkü bankacılık sisteminde bankaların havadan para kazanma mekanizmasının adıdır. Günümüzde tüm dünyada üretilen paranın yüzde 92’sini bankalar KRS ile kazanmışlardır. Bankalar KRS’yle paraya sahip olur ve bunun faiz/kar payını alırlar. Türkiye’de piyasada mevcut fiziksel para sadece 75 milyar TL (eski parayla 75 katrilyon) iken bankalarda 1. 238 trilyon lira para bulunmaktadır. Bu paranın demek ki 1 trilyondan fazlası bankalar tarafından sanal (kaydi) olarak oluşturulan bir paradır” diye konuştu.