Süper lige çıktığımız 2010 – 2011 sezonunda bu tarafa tam beş sezonun üç sezonunda düşme kalma mücadelesi verdik. Bugün anlaşıldı ki bu bıçak sırtı sezonları taraftar, yorumcu, sen ben herkes gördü de maalesef, bir tek yönetim görmedi, görmezlikten geldi. Ne de olsa asıl işleri kulüp yönetmek değildi. Başkalarına, yani işin ehli olanlara da güvenilemedi.
Her sezon takımın iskeletini bozmamak bahanesi ile minimum seviyede nerde kelepir topcu varsa onu alma politikasını gizliden gizliden yürüttüler. Binbir zahmetle dil dökerek transfer edilen yıldız oyuncuların kaprisine katlanılmadı, gönderildi. Aynı kadrodan her sezon aynı verimi alacaklarını sandılar. Yine sandılar ki geçen sezon yedinci olunmuş, üstteki iki takımın Uefa’dan ceza alması nedeniyle Avrupa liginde iki ön eleme oynamış, gruplara katılmaktan penaltılarla elenmiş takımın takviyeye ihtiyacı yok. Sonra ne mi oldu, tatillerini yarıda kesip erken sezon açan takım lig temposuna ayak uyduramadı, sakatlıkların ardı arkası kesilmedi. Bu her Türk takımının başına gelen için doğal bir şeydi.
O günlerde ve lig başlangıcında takımın başında olan Tolunay hoca kadro kurmakta bir hayli zorlandı. Sakatlıkların, aksiliklerin ve futbol şansızlığının peşini bırakmadığı hoca 21. Haftada daha önce birkaç kez istifa etmesine rağmen yönetimle anlaşarak takımı bıraktı. Yerine apar topar, Türk fubolunun klasik kurtarıcı adamlarından Yılmaz Vural hoca getirildi. O da takımı tanıyıp kendi oyun karakterini takıma yansıtıncaya kadar akla karayı seçti. Kısıtlı ve mental açıdan yorulmuş takıma bir şeyle uygulamak zordu, kısmen oldu ama tutmadı. Bu arada malum hakem hataları ve TFF’nin fikstür gazabına maruz kalındı. Sonuç, ligin bitimine iki hafta kala küme düşüldü. Süper ligde Sivas ve Erciyes maçlarını tamamlayarak veda edip, gelecek sezon PTT 1. Ligde mücadele edeceğiz. 1993-1994, 1998-1999 sezonundan sonra 2014-2015 sezonunda bu üçüncü kez oldu. Bu başarısızlıktan sonra takımdan ayrılma planlarını çoktan kurmuş olan futbolcuların sosyal medyada şimdiden flört ettiği takımlar dillenmeye başladı bile.
Karabük yine Karabük’lüye, yerel dinamiklere kaldı. Yönetimin bu dinamiklerin içinde, şimdilik takımı yüzüstü bırakacak gibi gözükmüyor. Bir yerde onur meselesi yapıp, silkelenip, yepyeni bir anlayışla futboldan gelen idarecilere yola devam edilmeli. Bütçeyi geniş tutup, yepyeni bir kadro kurmak, bu sarsıntının etkilerini çabuk atlatmak zorunda. Kabullenmek kolay değil ama amaç tüm heyecanımızı PTT 1. Lige yeni çıkmış gibi tutup, önce kalıcı olmak, sonra süper lige çıkmak olmalı.